22 Ocak 2012 Pazar

Ahmet Ümit - Beyoğlu Rapsodisi






Ahmet Ümit Beyoğlu Rapsodisi


Doğan Kitap /384 sayfa1. Baskı Eylül 2003

"Yazgıya inanmam,ama olaylar bu düşüncemin yanlışlığını kanıtlamak istercesine ardı ardına sıralanmaya başladığında,bunları kurgulayan birir mi var,diye endişelenmekten de kendimi alamam." diye başlayan bir kitap elinizdeyse ve yazarı da Ahmet Ümit se heyecanlı birşeylere hazırlamaz mısınız kendinizi?Bende öyle yaptım ama uzun bir süre heyecanlanacağım anı beklemekle kalakaldım.Garip bir durum değil mi?Kütüphaneden aldığım kitabı okumam belkide bu yüzden uzun sürdü.



Kitabın ana karakterleri Selim,Nihat ve Kenan'ın arkadaşlıkları yatılı olarak okudukları Galatasaray Lisesinden beri devam ediyor.birbirinin zıttı ama tamamlayıcı kişiliklere sahip bu arkadaşlar herbiri farklı bir hayat sergilesede sık sık görüşmeyi ve çoğu şeyi birlikte yapmayı ihmal etmiyorlar.grubun en pısırığı olan NİHAT okul zamanındaki takipçi kişiliğini yaşamı boyunca devam ettirmiştir.Farklı işler denemiş sonunda bir sahaf açmış,şair karısı Melek'in gölgesinde kızı Dize ile bata çıka bir yaşam sürmektedir.KENAN hiç evlenmemiş,yakışıklı bir zamparadır.Grubun liderliğini üstlenmiştir,hayal gücü ve hayatı yaşama konusundaki fikirleri herkesin hayranlığını toplamaktadır.Hukuk okumasına rağmen babasının mesleği olan sigortacılığı devam ettirmiş ve kendine uğraş olarak fotoğrafçılığı seçmiştir.SELİM grubun en mantıklısı,en sağlam öngörüde bulunanıdır.Karısı Gülriz ve Down sedromlu oğlu Burç'la örnek bir aile hayatı sergilemektedir.Mimarlık okumasına,Beyoğlu tarihine ve yapılarına delicesine tutkun olmasına rağmen babasının geliştirdiği tekstil işine devam etmiş ve ailesinin ferdi kadar sevdiği Azya markasını yaratmıştır.

Bu 3 silahşörün hayatı Kenan'ın ilginç bir fotoğraf konusu bulmasıyla değişir.Kenan,Nihat'ın verdiği akılla cinayet mahallerinin fotoğraflarını çekecek ve kendini fotoğraf camiasına sanatçı olarak kabul ettirmeye çalışacaktır.Bu belalı işin içine sanat yönetmeni KATYA'nın da dahil olmasıyla işler biraz daha karışır.Ama asıl karışıklık Kenan'ın fotoğraf çekmeyi bırakıp birbiriyle ilintili olduğunu düşündüğü iki cinayeti çözmeye çalışmasıyla başlar.

Kitabın en kötü yanı buraya kadar anlattıklarımın kitabın yarısında anlatılıyor olması.Yani ilk 200 sayfa boyunca giriş bölümü okuyoruz.Karakterleri tanıyıp,mazilerine ilişkin bilgiler alıyoruz. Başkası tarafından yazılmış olsa normal kabul edilebilecek bu durum,heyecanına baştan hazırlanılan bir romanda beni biraz sıktı doğrusu.Kitabı devam ettirmemin en büyük nedeni Selim'in Beyoğlu mimarisi hakkında verdiği bilgilerin çekiciliği ve kitabın başlarında verilen bir bilgiye dayanarak tahmin ettiğim katilin doğru çıkıp çıkmayacağı merakıdır.Merak edenler için söyleyeyim tahminim doğru çıktı ama benimki olaylardan bağımsız bir tahmindi.Sadece küçük bir film hilesini kitaba uygulayıp tahmin ettim çünkü katili...Hani derler ya" Bir filmin başında eğer duvarda bir silah gösteriliyorsa,o silah eninde sonunda patlar." diye...İşte benim tahminim de bu teze dayanıyordu ama sonuçta işe yaradı:)

Kitaba dönecek olursak,beklenti düzeyi ayarlanıp okunursa kesinlikle keyifli bir kitap...Biraz kalın ama çok kafa karıştırıcı olmadığı için yaz günleri içinde ideal...Aile, dostluk,ölümsüzlük ve sanat hakkındaki beylik sözlerde kurguya yedirildiğinden insanı bunaltmadan düşündürüyor. Özellikle Beyoğlu'nda bir gezintiye çıkmak isteyenlere tavsiye olunur...


_________________________

Sadece bu mu

Sıkı bir Ahmet Ümitciyim Sis ve Gece, Kukla mutlaka okunmalı kavim daha da dikkatli okunmalı...Bunun yanında Şeytan Ayrıntıda Gizlidir denmeli...Ve hadi yaa denmeli Beyoğlu Rapsodisinin sonunda...

Bugün de Bab-ı Esrar a başladım. Herkesin Dan Brown, Grange cıglıkları attığı bir yerde Ahmet Ümiti görememek büyük kayıp...


________

Ne bileyim bir romantiklik ya da aşk öğesi çok da şık durmuyor romanlarda.
Bence Romantizm Sinema'ya daha çok yakışıyor.
Okuduğum kitapların türüne dikkatle bakarım.
Polisiye/Gerilim hastasıyım o yüzden.
Genelde Yabancı Eserlere ağırlık verirdim,şimdi ise Yerli romanları inceliyorum.
Bana önerebileceğin Polisiye/Gerilim Kitapları olursa çok müteşekkir olurum.


____________


romanın büyük bir bölümü beyoğlu sokaklarında geçer.mekanlar tanıdık gelir okudukça.polisiye bi roman pek diyemeyiz aslında.son 100 sayfada olaylar dallanıp budaklanıyor iyice.

(man on the moon, 21.08.2004 11:54)

@191497
daha yeni okuma fırsatı bulabildiğim ahmet ümit'in polisiye romanı.beyoğlu'nu herşeyiyle,her yeriyle,tarihiyle aralara sokuşturarak anlatıyor.çok akıcı ve sonu şok edici.

(bettyboop, 01.06.2005 03:25)


(bkz: bohemian rhapsody)

(tenement funster, 09.09.2005 17:50)


ahmet ümitin en iyi polise romanlarından biri.hergün önünden geçtiğimiz ama hiç umursamadığımız beyoğlu yapılarının tarihini aralara koyarak okuyucuya sunmaktadır bu kitabında.ayrıca çok akıcı bir dile sahip olan bu kitapta betimlemelerde çok güzel olmuştur hele rus kadını betimlemek için seçilen kelimeler tam anlamıyla müthiştir.üç okul arkadaşın iş güç sahibi olduktan sonra içlerinden birinin beyoğlunda işlenen cinayetleri konu alan bir sergi açmaya karar vermesiyle olaylar ceryan etmeye başlar.kitabın sonuda okuyucuyu tatmin edici bir özelliğe sahiptir..

(all of nothing, 09.09.2005 17:58)


bir polisiye romandan çok "yeni başlayanlar için beyoğlu" tadında bir gezi rehberdir. yazarın canı beyoğlunu anlatmak istemiş ama polisiye roman yazarı sıfatını taşıdığı için araya polisiye namına bir şeyler sokuşturmaya çalışmış; bunda da son derece başarısız olmuştur. üstelik agatha christie'nin, baş yapıtı sayılabilecek romanı roger ackroyd cinayeti'ndeki üstün zeka ürünü kurgusunu, noktası virgülüne dokunmadan aynen kopyalayıp yapıştırmıştır. az buçuk polisiye roman okumuşluğu bulanan ve roger ackroyd cinayetini okumuş olan herkesin durumu çakacağını bildiği için, romanın sonuna roger ackroyd cinayeti'nden bir kaç satırı alıntı olarak koyup "ben aslında o romana atıfta bulundum" kurnazlığıyla durumu kurtarmaya çalışmıştır.

(kör kuyu, 10.04.2006 01:16)


ahmet ümit'in hatalarla dolu kitabı. bir polisiye roman okuyucusunun en merak ettiği ve en çok dikkat çektiği yer neresidir? tabiki de hikayenin sonudur. merak etmeyin lan, sonunu söyleyip romanı piç edip embesillik yapmaya niyetim yok. amma velakin hatayı söylemesem de olmaz. katilin tabancayı baş parmağıyla çekmesi beni dumura uğrattığı gibi yarmıştır. ulan o katil tabancayı baş parmakla çekse kendini vurur, karşısındakini değil.

kitabı okuyanlar ve dikkat etmemiş eşsiz bünyeler, vurulma anının yazılarına dikkatle okuyun.

o değil de hadi ahmet ümit'in gözünden kaçtı, bir şey oldu, cart curt oldu, neyse ne işte mına koyim. yayınevi'nin nasıl gözünden kaçmış. her önünüze gelen kitabı cart diye basıyor musunuz?

edit: kitabın 14. basımında düzeltilmiş. why georgia ya teşekkürler.

(hexagram, 11.01.2007 03:31 ~ 30.06.2007 23:14)


son derece başarılı bir ahmet ümit polisiye romanı. okurla son derece başarılı bir iletişim kuruyor ve çokca şaşırtıyor. okuduğum en güzel kitap. etkileyici.

(kunduz, 23.03.2007 20:31)


beklenmedik şekilde biten ahmet ümit kitabı

(zeyneq, 07.10.2007 03:00)


dünya'nın en boktan final sahnesi barındıran kitap (polisiye roman). okuyucu kandırmayı maharet sanan ahmet ümit'in yanlış bilgilerle süslediği kitap.

(bir nickim bile yok anlıyor musun gülmesene lan, 07.10.2007 20:33 ~ 20:33)


ahmet ümit romanı.yazarın tarzını da aşağı yukarı yansıtan kitap.sürükleyicidir,kabuldür iyidir hoştur da sonu beni tatmin etmemekle birlikte hayal kırıklığına uğratmayı geçmiş,kederlere boğmuştur.
------spoiler-----
kitabı okumayanların/okuyacak olanların/bu da neyimiş sözlüğe bir bakayım bilgi dolayım diye düşünenlerin vb kitap okuma zevklerinin içine etmemek adına katile o herif diyeceğim.klasik bir kesiş cümlesi olduğunu bilmeme rağmen iddaa ediyorum ki hatta yetinmiyor ısrar da ediyorum ki okurken katilin o herif olduğu aklıma gelmişti.ama bir an kadar kısa süre içinde katil o herif çıkarsa çok ayıp eder yazar,hatta
yok devenin bale pabucu
diyerek def etmiştim aklımdan geçenleri..nitekim katil o herif çıktı.
ayıp oldu.
olmadı be ahmet ümit.öss çalışmam gereken saatlerimi vermiştim senin için.
****"hiç yağışıyomuu sağa"
----spoiler----

(evrenin sonundaki babil balıgı, 26.01.2008 21:55 ~ 27.01.2008 14:35)


ahmet ümit'in, kitabın arkasında belirtildiği gibi "beyoğlu'nun hikayesi" olan güzel romanı. kitabı okudukça mekanların, sokakların tanıdık olmasının verdiği hisle iyice insan kendini kaptırıyor ve olayları kafasında daha iyi canlandırıyor. bunun yanında ahmet ümit beyoğlu'nun farkına varılmadan geçip gidilen sokaklarının binalarının tarihini de anlatıyor ki bu da kitabın başka bi güzelliği. ha benim işim olmaz beyoğlu felan diyosanız hiç okumayın tabi.

(henderson, 03.03.2008 18:30)


kurgusu itibariyle çok derin bulmadığım ancak dili, akıcılığı, -beyoğlu'nu ayrıntılı bilmemden kaynaklı- olayları kafamda daha iyi canlandırabildiğim roman. galatasaray lisesi'nde okumuş üç arkadaşlar orta yaşlarında, varlıklı lümpen olmuşlardır artık, kendilerinin yaşadığı olayları dillendiriyor kitap. final bölümü dışında birçok bölümün keyifli olduğu beyoğlu rapsodisi okunulası bir kitap sayılır...

(baydüdük, 15.09.2008 12:40 ~ 23.11.2008 20:46)


ahmet ümit romana fon olarak beyoğlunu seçmeseydi, bu kadar akıcı olmazdı dedirten kitap. devamlı sunduğu beyoğlu manzaraları, herkesin beyninde karanlık duran "gece yarısında beyoğlu" noktalarını aydınlatıyor, beyoğlu elitinin ve düşmüşlerinin hayatlarını birleştiriyor. ve bir adamın, saygınlığının bekası uğruna neler yapabileceği romanın sürpriz sonuyla suratınıza buzlu su gibi çarpılıyor. zengin bir adamın bitmek bilmez şımarıklığıyla ölümsüz olma tutkusu, yine zengin bir adamın mutlu ailesi ve çok sevdiği özürlü oğlu, bu iki zengin adamın maddi yönden sürekli destekledikleri orta halli can arkadaş.

bu ülkede bir kadın konusu iyi sattırır, bir de beyoğlu.

benziyorlar da.

(tatalu, 15.09.2008 12:56 ~ 13:04)


şu kadarını söylüyorum kitap hakkında..sakın ve sakın son sayfayı okumayın..

(eyvah vecihi geldi, 21.10.2008 02:41)


doğan kitaptan çıkmıştır 385 sayfa ve 33 bölümden oluşur.ilk sayfasından itibaren okuyucuyu içine alır.müthiş beyoğlu tasvirleri vardır.sonu ise oldukça şaşırtıcıdır ama kitabın kurgusu düşünüldüğünde son kısım mantıksız olmuştur.

(red cancer, 01.01.2009 16:27)


hiç beklenmedik sonuyla insanın ağzına sıçan kitap.

(kizilotesi, 04.02.2009 09:53)


istanbulu bilmezken beyoğlunun ara sokaklarını, caddelerini biz bu kitapla öğrendik... ha şimdi öyle mi artık biz yazsak roman olur

(abdüş şuküfe, 28.03.2009 04:16)


beyoğluna daha farklı bir gözle bakmanızı sağlayan, katilin en son tahmin edeceğiniz kişi çıkaran, sonunu okuduğunuzda kitapla ilgili kafanızda kurduklarınızın tamamını silen, ahmet ümit'in en başarılı kitabı.

(pell in, 04.04.2009 00:24)


hiç beklenmedik bir sona sahip polisiye roman.genelde kitap okurken dayanamayıp arka sayfaları karıştırırım,son cümleyi okurum falan.çok berbat bir alışkanlık tabi ki.şansıma bu kitabı okurken hiç böyle bişey yapmadım,iyiki de yapmamışım aksi takdirde yarım bırakır okumazdım galiba kitabı.

(mechta, 24.04.2009 12:23)


son 150 sayfasında polisiye romana dönüşen 400 sayfalık bir roman.

(darksideofthemoon, 18.06.2009 14:21)


ahmet ümit'in kendi deyimiyle:

"beyoğlu'nun hikayesi"

(blackfield, 18.06.2009 14:36)


katya ya aşık ettiren,son sayfasını kitabı bitirmeden meraktan açık bakıp ta okyuyana kafam girsin dedirten..kimisine göre süper,kimisine göre berbat,kimisine göre ahmet ümitin en iyi kitabı,kimisine göre en kötü kitabı olan,
bana göre bir solukta okunan,polisiye romanı diye başlamayan sonradan polisiye romanına dönen,kitabın kahramanlarıyla kanka olduunuz bıçaksırtı roman

(sünnetçisayısı, 18.08.2009 17:34)


satırlarından taksim damlayan polisiye.

(kamelya, 22.08.2009 16:15)


ahmet ümit yine yapmış yapacağını dedirten polisiye kitap. polisiye kısmı 200. sayfadan başlar ve beyoğlu sokaklarında geçer. okurken sonuna bakmayın yazık olur.

lise boyunca sınavlarda kullandığım kitaptır aynı zamanda. ama detaylarının akılda kalaması biraz zordur. sonu asla unutulmaz.

(lady statik, 23.08.2009 17:24)


finali kimsenin düşünmediği bir şekilde biten kitap, aslında katili çok kolay bulunabilirdi fakat ahmet ümit bilerek konuyu başka yönlere çekerek katili sakladı.

yinede ahmet ümit çoğu kitabında yaptığı gibi bunda da okuyanlara hiç bilmediği bilgiler aktardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder